ÇOCUK AŞI TABLOSUAylara göre yaptırmanız gereken bebek aşıları
KIZ ÇOCUKLARDA BOY KİLO CETVELİ
|
ERKEK ÇOCUKLARDA BOY VE KİLO CETVELİ | ||||||
KÄ°LO |
YAÅž |
BOY | ||||
Alt Sınır |
Ortalama |
Üst Sınır |
|
Alt Sınır |
Ortalama |
Üst Sınır |
2.8 |
3.4 |
4.0 |
DoÄŸum |
47.0 |
50.0 |
52.0 |
4.1 |
5.9 |
7.5 |
3 Ay |
54.5 |
60.5 |
66.0 |
5.6 |
7.8 |
9.7 |
6 Ay |
59.5 |
66.5 |
72.5 |
6.5 |
9.0 |
11.3 |
9 Ay |
64.0 |
71.0 |
77.5 |
7.4 |
10.0 |
12.5 |
1 yaÅŸ |
68.0 |
74.7 |
82.5 |
8.1 |
10.8 |
13.5 |
1 yaÅŸ 3 ay |
71.5 |
78.0 |
86.5 |
8.6 |
11.5 |
13.8 |
1 yaÅŸ 6 ay |
75.0 |
81.5 |
89.5 |
9.1 |
12.1 |
15.0 |
1 yaÅŸ 9 ay |
77.0 |
84.0 |
92.5 |
9.5 |
12.7 |
15.7 |
2 yaÅŸ |
79.5 |
86.5 |
93.0 |
9.9 |
13.1 |
16.3 |
2 yaÅŸ 3 ay |
81.5 |
89.0 |
97.5 |
10.3 |
13.5 |
17.0 |
2 yaÅŸ 6 ay |
83.5 |
91.0 |
100.0 |
10.7 |
14.1 |
17.7 |
2 yaÅŸ 9 ay |
85.3 |
93.5 |
102.5 |
11.1 |
14.6 |
18.3 |
3 yaÅŸ |
86.7 |
95.3 |
105.0 |
11.4 |
15.1 |
18.9 |
3 yaÅŸ 3 ay |
88.3 |
97.4 |
107.3 |
11.7 |
15.6 |
19.6 |
3 yaÅŸ 6 ay |
89.7 |
99.0 |
109.5 |
12.0 |
16.2 |
20.8 |
3 yaÅŸ 9 ay |
91.0 |
101.0 |
111.5 |
12.3 |
16.7 |
21.2 |
4 yaÅŸ |
92.5 |
102.5 |
114.0 |
12.7 |
17.7 |
22.6 |
4 yaÅŸ 6 ay |
95.5 |
106.4 |
118.0 |
13.4 |
18.7 |
24.0 |
5 yaÅŸ |
98.0 |
109.5 |
121.5 |
14.1 |
19.7 |
25.6 |
5 yaÅŸ 6 ay |
101.3 |
113.0 |
125.0 |
14.8 |
20.0 |
26.8 |
6 yaÅŸ |
104.0 |
116.0 |
127.5 |
15.6 |
22.0 |
28.4 |
6 yaÅŸ 6 ay |
106.7 |
119.0 |
130.5 |
16.4 |
23.2 |
30.1 |
7 yaÅŸ |
109.5 |
121.5 |
133.5 |
17.3 |
24.7 |
31.9 |
7 yaÅŸ 6 ay |
112.3 |
124.0 |
136.5 |
18.1 |
26.1 |
33.8 |
8 yaÅŸ |
115.0 |
127.0 |
139.5 |
19.0 |
27.8 |
36.1 |
8 yaÅŸ 6 ay |
117.5 |
129.5 |
142.5 |
20.0 |
29.5 |
38.6 |
9 yaÅŸ |
120.0 |
132.0 |
145.5 |
21.0 |
31.6 |
41.8 |
9 yaÅŸ 6 ay |
122.5 |
135.0 |
148.0 |
22.0 |
33.7 |
45.7 |
10 yaÅŸ |
125.0 |
137.5 |
151.5 |
22.9 |
36.1 |
49.5 |
10 yaÅŸ 6 ay |
127.5 |
140.6 |
153.0 |
24.1 |
38.5 |
52.8 |
11 yaÅŸ |
130.0 |
143.5 |
158.0 |
25.4 |
40.8 |
56.5 |
11 yaÅŸ 6 ay |
132.5 |
146.5 |
161.5 |
26.7 |
43.1 |
60.1 |
12 yaÅŸ |
135.0 |
150.0 |
165.0 |
28.3 |
45.6 |
64.0 |
12 yaÅŸ 6 ay |
137.5 |
153.0 |
163.5 |
30.0 |
48.0 |
67.5 |
13 yaÅŸ |
140.5 |
156.0 |
171.5 |
32.0 |
50.4 |
70.4 |
13 yaÅŸ 6 ay |
143.0 |
159.0 |
175.0 |
34.2 |
52.8 |
72.8 |
14 yaÅŸ |
146.5 |
162.0 |
178.5 |
36.8 |
55.6 |
75.5 |
14 yaÅŸ 6 ay |
149.0 |
165.0 |
181.0 |
39.5 |
58.3 |
76.0 |
15 yaÅŸ |
152.5 |
168.0 |
182.5 |
42.1 |
60.9 |
76.5 |
15 yaÅŸ 6 ay |
155.5 |
170.5 |
184.0 |
44.9 |
63.3 |
80.8 |
16 yaÅŸ |
158.0 |
172.5 |
185.0 |
47.4 |
65.0 |
82.0 |
16 yaÅŸ 6 ay |
160.0 |
173.5 |
185.0 |
48.4 |
66.2 |
82.7 |
17 yaÅŸ |
162.0 |
173.5 |
185.5 |
50.4 |
66.7 |
83.0 |
17 yaÅŸ 6 ay |
162.0 |
173.5 |
185.5 |
50.7 |
67.0 |
83.3 |
18 yaÅŸ |
162.0 |
173.5 |
185.5 |
BEBEKLERDE YÜRÜTEÇ KULLANIMI
Yürüteç kullanmadan, sürünme, emekleme, yuvarlanma, tırmanma ve ayağa kalkma gibi aşamalar, bebeğin kaslarını güçlendiriyor.Yürüteç, çocuklarda orantısız adale gelişimine sebep oluyor. Bebeklerin parmak üzerinde yükselerek yürümeye çalışması, bacağın arka tarafındaki adalelerde aşırı yüklenme yaratıyor. Ön taraftaki adaleler ve kalça kasları zayıf kalıyor. Ayakta deformasyon ve şekil bozukluğu, arka taraf tendonlarda kısalma görülüyor. Parmak uçlarına basmaya alışan bebek, topuklarına basmakta zorlanabiliyor.Yürütece alışkın bebekler dengeli ve sağlam adımlarla yürümek yerine hızlı ve dengesiz yürüyebiliyor. Yürüteç kullanmakta ısrarcı olan ailelere, en azından 8. aydan önce bebeklerini yürütece bindirmemeleri öneriliyor. Normalde yürüme 9-10. aydan itibaren başlıyor.
Bebek yürüteçte aslında yürümez, ayakları ile iteleme yapar. Bacak boyu kısa geldiği için parmak ucuna basar ve bu alışkanlığa neden olabilir. Kısıtlı bir mekânda kaldığı için de psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Kaşla göz arasında masa örtülerini tutup çekerek masa üzerindeki ağır cisimleri üzerine düşürür veya akla gelmedik binbir türlü tehlikeye maruz kalabilir. Yürüteç, sık sık ev kazalarına ve bebeklerde ciddi yaralanmalara da sebep olabiliyor. Kazalar genellikle merdivenden yuvarlanma, yanma, elektrik çarpması, kablolara takılma ve zehirlenme şeklinde oluşuyor. Yürüteçle meydana gelen kazalar, aniden ve aile bireylerinin yanındayken gerçekleşiyor.Yine vücudu daha yerçekimine karşı dik durmaya hazırlıklı olmadığından yığılarak duracağı için kifoz ya da skolyoz gibi omurga eğriliklerine neden olabilir.
Bebek Masajı
Masaj bebeğinizi sakinleştiren ve rahatlatan, bedensel ve ruhsal gelişimini olumlu yönde etkileyen keyifli bir etkinliktir.
Masaj bir rahatlama ve rahatlatma tekniğidir. Bilinçli bir şekilde rahatlamayı öğrenmesi büyümenin yaratacağı zorluklarla başa çıkmasında bebeğinize yardımcı olacak çok önemli bir avantaj ve bu ilk günlerinde ona verebileceğiniz en değerli hediye olacaktır.
Masajın Yararları
Normal doğmuş ve sağlıklı bebeklerde masajın fiziksel ve ruhsal gelişimde olumlu sonuçları olduğu uzun yıllardır kabul edilmekte ve yapılan araştırmalar da sürekli olarak bunu doğrulamaktadır. Problemli bebeklerde masajın etkileri konusunda yapılan araştırmalar oldukça fazladır. Gerek sağlık uzmanları gerekse bebeklerin yakınları, masaj yapılan bebeklerde pek çok olumlu etki gözlediklerini belirtmektedirler.
Bazı araştırmacılara göre bebek ilk dokunma/masaj deneyimini normal doğum esnasında yaşıyor. Dokunma, erken gelişen ve çok önemli bir duyumuzdur. Masaj ‘daha iyi dokunma’ sanatıdır, vücudun tüm noktalarını rahatlatma amacını taşır. Dokunmanın geliştirilmiş şekli olan masaj ile bebeğinizi daha yakından tanıyabilir ve onu daha iyi anlayabilirsiniz.
Masaj yalnızca bebek ve masaj yapan kişi arasında bir bağ oluşturmakla kalmaz, dokunma uyarısı yoluyla, vücutta bir dizi olayı başlatır. Beta-endorfinlerin salınımı, vagus sinirinin uyarılması, seretonin üretiminin artışı gibi biyokimyasal değişiklikler, pek çok olumlu fiziksel ve klinik sonuç doğurmaktadır. Örneğin, Vagus’un uyarılması insulin salgılanmasını, bu da gıdaların emilimini artırarak gelişmeyi hızlandırır. Masaj dolaşım sistemini de aktive ederek kalbin iş yükünü azaltır, solunum ve sindirim sistemini daha etkin hale getirir.
Dokunma ve Masajın Yararlı Etkileri
Biyokimyasal Etkileri:
Stres hormonlarının düzeyini azaltır, (katekolaminler)
Seretonin miktarını artırır. Seretonin uykuyu başlatan bir maddedir.
Fiziksel ve Klinik Etkileri:
-Bağışıklık sistemini güçlendirir, akyuvarların sayısı artar.
-Beyin dalgalarını olumlu şekilde etkiler.
-Solunum ve dolaşımı iyileştirir.
-Sindirim ve boşaltım sistemlerini uyarır.
-Kilo almayı hızlandırır.
-Depresyonu azaltır.
-Atikliği artırır.
-Motor geliÅŸme ve koordinasyonu geliÅŸtirir.
-Kendine güveni artırır.
-Sakin uyku saÄŸlar.
-Ağrıyı azaltır.
-Bebeklerde gaz ve koliği azaltır.
-Anne-Bebek arasındaki bağları güçlendirir.
-Genel sağlığı korur.
-Bebeğin daha sosyal olmasını sağlar.
-Sağlık Sorunu Olan Bebeklerde:
Masajın hasta bebeklerde olumlu etkileri konusundaki çalışmalar, 1960��²lı yıllardan bu yana, erken doğmuş bebekler üzerinde yoğunlaşmıştır. Erken doğmuş bebekler, kuvezde olduklarından, bedenlerine takılan tüpler ve borular yüzünden, kolayca kucaklanamayan bebeklerdir. Bu bebeklere duygusal, ruhsal gelişimleri için yeterince şans tanınmadığında, fiziksel gelişimlerinin de yavaş olduğu, bir tür stres içinde yaşadıkları bilinmektedir.
1970��²li yıllardan bu yana erken doğmuş bebekler üzerinde yapılan pek çok çalışma sonuçlarının ne derece olumlu olduğu sürekli tartışılmaktadır. Bu konuda yapılmış olan 19 klinik çalışmanın özet değerlendirmesi, deneklerden %72’sinin dokunma ve masaja çok olumlu yanıt verdiğini göstermektedir. 1982 yılında Dr. Tiffany Field ve arkadaşları tarafından 30 erken doğmuş bebekte yapılan bir çalışmada, tüple beslenmekte olmasına rağmen yalancı emzik verilen bebeklerin bile daha iyi geliştiği ve biberon ile beslenmeye daha erken başladıkları, daha çok kilo aldıkları, hastaneden daha erken taburcu edildikleri görülmüştür.
Bu sonuçtan yola çıkarak, dokunma ve masajın etkileri araştırılmış, 20 erken doğmuş bebeğe 10 gün süreyle, günde 3 kez, 15 dakika masaj yapılmıştır. Masaj yapılmayan 20 bebek kontrol grubu olarak izlenmiştir. Çalışma sonunda:
-Masaj yapılan bebeklerin %47 daha fazla kilo aldıkları,
-Masaj grubunun daha uzun süreler uyanık kaldıkları ve daha atik oldukları,
-Gelişmelerinin daha hızlı ve dengeli olduğu,
-Masaj grubunun, kontrol grubuna göre 6 gün daha erken taburcu oldukları,
-8-12 ay sonra yapılan gözlemlerde, hastaneden ayrılınca masaj yapılmamış olmasına karşılık, masaj grubunun hala kontrol grubuna göre daha iyi gelişme gösterdiği görülmüştür.
1990 yıllarından sonra yapılan benzer çalışmalarda, masajın fiziksel büyüme üzerindeki etkileri yanında, pek çok vücut fonksiyonu üzerinde de etkisi görülmüştür.
Sağlık Sorunu Olan Bebeklerde Masajın Yararları
Depresyonlu annelerin bebekleri:
Bir grup bebek kucakta sallanarak uyutulmuş, diğer gruba ise masaj yapılmıştır. Masaj grubunun gelişmesi daha iyi olmuştur.
Astımlı bebekler:
Henüz devam eden çalışmalarda, depresyon ve endişe belirtilerinin, kriz sayısının ve huzursuzluğun azaldığı görülmektedir.
Kanserli bebekler:
Astımlı bebekler gibi masaja olumlu cevap vermektedirler. Ayrıca annelerin de daha az çaresizlik duygusuna kapıldığı görülmektedir.
Uyku sorunu olan bebekler:
Düzenli masaj yapıldığında, bebeğin uykuya rahat daldığı, düzensiz uyuma, gece uyanmaları gibi sorunlarının azaldığı, daha düzgün uyku düzeni kazanıldığı görülmüştür.
DiÄŸer sorunlar:
Sağlık sorunları olan bebeklerde masajın olumlu sonuçlar sağladığı gözlenmektedir. Bu konularda halen klinik çalışmalar sürdürülmektedir.
Taciz edilmiş çocuklar
-Otistikler,
-Yanık hastaları
-Travma sonrası stresi,
-Cilt rahatsızlıkları,
-Gençlik romatizması,
-Gençlik şeker hastalığı
-Kolik
Dikkat Edilecek Noktalar
Bebeğiniz bazen yorgun olabilir ve her türlü dış uyarı ona fazla gelebilir. Bu durumda dinlenmeye ihtiyacı vardır. Bırakın biraz dinlensin. Uyandıktan sonra masaj yapmayı tekrar deneyin.
4-7 aylar civarında, bebek emeklemeye başladığında, daha hareketlidir ve masaja daha az ihtiyacı olabilir.
Emme ve diş çıkarma dönemlerinde bebeğinizin rahatlaması için onu öpün ve yumuşak hareketlerle okşayın. Alt ve üst çeneye masaj yapın.
Unutmayın siz bebeğinizin aynasısınız, sizden gördüğü davranışı aynı şekilde yansıtacaktır. Bu yüzden masaja başlamadan önce siz de rahat olmalısınız.
Bebeğinizin vücudunda ellerinizin rahat hareket etmesini sağlayacak miktarda ellerinize bebe yağı sürünüz. Masaja hafif dokunuşlarla başlayınız, kendinizi güvende hissettikçe ve bebeğiniz masaja alıştıkça, uyguladığınız basıncı yavaşça arttırınız.
Son olarak ve en önemlisi, masaj her gün yapılması gereken sıradan bir aktivite değildir. Ancak sizin ve bebeğinizin tüm dikkatini gerektiren bir uygulamadır. Bunu da ancak sevgi göstererek, onu bol bol okşayıp öperek sağlayabilirsiniz. Her şeyin ötesinde masaj hem size, hem bebeğinize keyif vermeyi amaçlayan, neşeli ve aynı zamanda onun sağlığına katkısı olacak bir aktivitedir.
Hangi Durumlarda Masaj Yapmamalısınız?
Bebeğinize yalnızca sağlıklı olduğu zamanlar masaj yapmanız çok önemlidir.
-Doğumdan sonraki 6-8 hafta içinde yapılması gereken genel kontrol yapılmamışsa,
-Kemiklerinde herhangi bir kırık ya da eklemlerinde bir hareket sorunu varsa,
-Son bir hafta içerisinde aşı olmuşsa ya da bir aşının yan etkilerinden tam olarak kurtulamamışsa,
-Tedavi amacıyla ilaç içiyorsa,
-Cildinde bir enfeksiyon, isilik, egzema ya da döküntü varsa,
-Sizin bir cilt enfeksiyonunuz varsa,
bebeğinize asla masaj yapmayın.
Masaja Hazırlık
Bebeğin rahatı ve iletişim sürekliliğini sağlamak için önceden bir miktar hazırlık gereklidir.
Masaj yapılacak yer:
Masaj yapılacak oda sessiz, cereyansız ve ılık olursa bebek rahat eder. Bebeklerin vücut ısıları yetişkinlere oranla daha çabuk düşer, bu nedenle oda sıcaklığını 20-26 derecede tutmaya çalışın. Rahat hareket edebileceğiniz, doğrudan güneş almayan bir yer seçin.
Yakınınızda bebeğin üzerine düşebilecek nesnelerin olmamasına dikkat edin. Çay, kahve gibi sıcak içecekleri masaj sırasında içmeyin.
Bebeğinize en güvenli masajı yerde yapabilirsiniz. Masaj süresince bebeğinizi asla yalnız bırakmayın ve varsa evcil hayvanları masaj yapılan odadan çıkarın. Bebeği üzerine havlu serilmiş alt değiştirme minderi gibi temiz, rahat bir yüzeye yatırın, rahat, huzurlu bir ortam yaratmaya çalışın. Sakinleştirici bir müzik çalın ve masaj boyunca rahatsız edilmeyeceğinizi garantiye alın.
Masaj yaparken gerekli olan malzemeleri sizin kolay erişebileceğiniz ama bebeğinizin ulaşamayacağı bir yere koyun.
Bebeğinizi masaja hazırlayın:
Bebeğinize en iyi masajı o tamamen çıplakken yaparsınız, özellikle banyo yaptırdıktan sonra…
Bebeğin cildini, özellikle de bezli bölgeyi temizleyin. Bebek kendini savunmasız hissedebileceği için alt bezini hemen çıkartmayın. Bebeği soyduktan sonra, çişini ya da kakasını yapma ihtimaline karşı, altına bir bez yayın. Eğer bebek altını kirletirse, alt temizliğini yaptıktan sonra masaja devam edin.
Masaj için uygun zaman beslenme saatinden 1-1.5 saat sonrasıdır. Yediklerini sindirmiş ve henüz yeniden acıkmamış olacaktır.
Yenidoğan masajı için çok az malzeme gereklidir. Bebeğin hassas cildinin sürtünmeden tahriş olmasını engellemek için, yumuşak formüllü bir bebek yağı kullanılmalıdır. Yağ masaj yapan kişinin el hareketlerini yumuşatır ve masaj boyunca ellere gerektikçe sürülmelidir. Tahriş olmuş cilde yağ ya da losyon sürmeyiniz. Eğer döküntü olursa ürün kullanımını kesiniz.
ÇOCUKLARDA TUVALET EĞİTİMİ
Peki ama, tuvalet eğitiminin ne kadar süreceği konusunda bilgimiz var mı? Kimi çocuklar için sadece bir kaç gün. Bazıları için ise bir kaç ay! Amacımız sizi tuvalet eğitiminin aşamaları konusunda aydınlatarak işinizi bir ölçüde kolaylaştırmak.
A. Çocuğunuz hazır mı?
Genellikle anne-babalar iki buçuk yaşına geldi mi, bu iş için bebeklerinin hazır olduğunu düşünürler.
Oysa işin aslı bazen böyle olmayabilir. Çocuğunuzun tuvalet ve banyodaki tavırlarını gözleyin, başkalarını taklit ediyor mu? Sakın onu zamanından önce, o bu işe hazır olmadan zorlamayın
B. Doğru ve uygun malzemeyi satın alın
Çocuğunuzun boyuna uygun lazımlık yada klozete uygulanabilir oturma yeri alın. En önemli özellik, çocuğun otururken ayaklarının yere değmesidir. Bu durumda barsak hareketleri başlayınca, yerden destek alabilecektir. Bu konuda resimli bir kitap çok işinize yarayabilir.
C. Bir rutin oluÅŸturun
Çocuğunuzu, günde bir kez giyinik olarak lazımlığa oturtun. Bu, kahvaltıdan sonra, banyodan önce yada barsak hareketlerinin başladığı herhangi bir zaman olabilir. Burda amacımız, bebeğin, lazımlığa alışması, onu günlük rutinin bir parçası olarak görmeye başlamasıdır. Oturmak istemezse, bırakın. Sakın onu zorla lazımlığa oturtmaya çalışmayın. Hele korkmuşsa, sakın sakın zorlamayın! Bu durumda, lazımlığı bir kaç haftalığına bir kenara koyun, ardından tekrar deneyin. Oturursa iyi, ama ona neden oraya oturması gerektiğini anlatmaya çalışmayın! Unutmayın, sadece onu lazımlığa alıştırıyorsunuz ve bu iş için en uygun yer neresiyse oraya gidin; oyun odası en uygun yer olabilir!
D. Bezi çıkarın
Onu lazımlığa bezini çıkartarak oturtun. Yine başlangıçta alıştırmak amacıyla! Bu aşamada bir takım açıklamalar yararlı olabilir; anne-babanın, varsa-diğer kardeşlerin ve herkesin bu işi yaptığını ona anlatın. Soyunup tuvalete girmenin erişkince bir davranış olduğunu anlatmaya çalışın ona. Bu davranış işe yarar ve etki gösterirse iyi. Olumsuzluk durumunda unutmayın, zorlama yok. Hazır olana ve kendi kendine tuvalete oturmaya ilgi gösterene kadar bekleyin!
E. Süreci açıklayın
Çocuğa barsak hareketlerinin nereye gideceğini anlatın. Bezine kaka yaptığı zaman, onu lazımlığa oturtun, bezi onun gözü önünde lazımlık içine boşaltın. Bu durum, onun oturma ve kaka üretme arasındaki ilişkiyi anlamasına yardım edecektir. Lazımlığı tuvalete döktükten sonra sifonu ona çektirin –korkuyorsa yapmayın- kakanın nereye gittiğini görsün. Kakadan sonra giyinmeyi ve ellerini yıkamayı öğretin.
F. Bağımsızca hareket etmeye teşvik edin
Sıkıştığı zaman lazımlığı kullanması konusunda ona cesaret verin. Ne zaman isterse sizden yardım göreceği konusunda da emin olmasını sağlayın. Ara ara bezini çıkararak kilotla dolaşmasına izin verin. Bu sırada lazımlık gözönünde olsun, ona ne zaman isterse oturabileceğini söyleyin ve bunu sık sık hatırlatın.
G. Alt bezinden kilota geçin
Eğitim bu aşamaya gelince, kalın bir kumaştan yapılmış yada tek kullanımlık kilotlar giydirin. Bezden olanlar genellikle çocuğun çişini farketmesi nedeniyle daha çok işe yarar. Tek kullanımlık olanları dışarı çıkarken kullanın. Önce bir kaç saatle başlayın. Geceleri alt bezine devam edin. Yavaş yavaş büyük çocuk kilotuna geçme vakti geliyor.
H. Geri dönüşlere hoşgörüyle yaklaşın
Her çocuk tuvalet eğitimi sürecinde ara ara altına kaçıracaktır. Ona kızmayın, cezalandırmayın. Kaslarını kullanmayı öğrenirken bu durum olağandır ve biraz zaman alabilir. Bir kaza durumunda altını temizlerken, bir dahaki sefere lazımlığı kullanmasını ona hatırlatın.
I. Gece eğitimine başlayın
Gündüz sorunu tamamen çözülse bile, gece kontrolü aylar, bazen yıllar sonraya kalabilir. Hemen alt bezini atmaya kalkmayın. Bez bağlamanıza itiraz ediyorsa, çarşafın altına naylon bir örtü sermeniz temizliği kolaylaştıracaktır. Bu yaşta vücudu tuvalete gitmak için uyanmak için gereken olgunluğa henüz ulaşmamıştır.
Bu aşamada, akşamları sıvı alımını azaltmanız, kuru gecelerin sayısını artıracaktır. Gece çişi gelir ve uyanırsa, size seslenebileceğini ona hatırlatın. Lazımlığını yatağının hemen yanına koymanız da yararlı olabilir.
J. Ä°ÅŸte bu kadar
İnanın tüm bunlar çocuğunuz hazır olunca gerçekleşecektir. Hazır olana kadar beklemeniz, hem onun, hem de sizin işinizi kolaylaştıracaktır. Bir sonraki bebeğe kadar artık rahatsınız
ZEKA SÜTTEN DEĞİL GENETİK
Yeni bir araştırmaya göre anne sütünün faydası çok ama zekayı doğrudan etkilemiyor.
Anne sütü, bebeklerin sağlığı ve bağışıklık sistemlerinin güçlenmesi için büyük önem taşıyor. Bilim adamlarının bu konuda herhangi bir şüphesi yok. Ama yapılan yeni bir araştırma anne sütünün bebeklerin zekalarını olumlu etkilediği yönündeki yaygın kanıyı doğrulamıyor. Yeni araştırmayı yapan bilim adamlarına göre; bebeklerin daha akıllı olması anne sütünden ziyade, annelerinin zekasıyla alakalı.
Neredeyse 80 yıldır anne sütü ve bebeğin zekası arasında bağlantı arayan araştırmalar yapılıyordu. Bu araştırmaların büyük bir kısmında anne sütüyle beslenen çocukların daha zeki olduğu sonucuna ulaşılmıştı.
Ama yapılan yeni bir araştırma, bu yaygın kanıyı doğrulamıyor. Çünkü, bilim adamlarına göre, bundan önceki araştırmaların birçoğu annenin zeka seviyesine bakılmadığı için hatalıydı. Yeni araştırmadaysa, Edinburg Üniversitesinden araştırmacılar ve İngiliz Tıp Araştırmaları Konseyinden Geoff Der, ABD’deki 5475 çocuk ve 3161 anneyi incelemeye aldı.
Araştırmacılar, bebeğini emziren annelerin mamayı tercih eden kadınlara kıyasla daha zeki, daha olgun, daha iyi eğitimli ve çocuğunun gelişimiyle daha ilgili olduğunu tespit etti. Dolasıyla anne sütüyle beslensin ya da beslenmesin, bu ortamda yetişen çocukların becerilerinin daha iyi geliştiği düşünülüyor.
Aynı aileden biri anne sütüyle diğeri mamayla büyümüş çocuklarda zeka farkı görülmemesi de yeni araştırmanın sonuçlarını destekler nitelikte.
Ama araştırmayı gerçekleştiren Edinburgh Üniversitesi’nden bilim adamları, anne sütünün zekaya olumlu etkisi bulunmamasına karşın bebeklerin sağlığı ve bağışıklık sistemleri için büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor.
Emzirmeyle ilgili olarak daha önce yapılan araştırmalar, ilk 6 ayda anne sütüyle beslenen bebeklerin daha iyi geliştiğini, bağışıklık sistemlerinin güçlendiğini, obez olma risklerinin düşük olduğunu, tansiyon ve kolesterol seviyelerine olumlu etkileri nedeniyle kalp hastalıklarından koruduğunu ispatlamıştı.
BEBEKLERDE YARIK DAMAK YARIK DUDAK
Dünya genelinde sekiz yüz doğumda bir görülen dudak ve damak yarığı bir anomalidir. Gebeliğin ilk aylarında bebeğin gelişimi sırasında, yüz bölgesindeki yapıların tam olarak oluşmamasından dolayı oluşur. Sadece damak yarığı veya dudak yarığı oluşabileceği gibi tek taraflı veya çift taraflı dudak ve damak yarıkları birlikte de oluşabilir. Dudak ve damak yarığı oluşan bir bebekte diğer anomalilerin de oluşması olağandır.
Yarık dudak ve damağın nedeni nedir?
Çoğunlukla sebep kesin bulunamaz. Ancak hamilelik sırasında alınan ilaçlar, röntgen ışını, stres, merdivenden düşme gibi travmalar veya geçirilen bazı virütik hastalıklar, bazı vitaminlerin eksikliği veya fazlalığı suçlanmıştır. Ayrıca hastalığın kalıtımla da geçme olasılığı vardır. Dudak damak yarıkları 700-1000 doğumda bir görülebilir.
Yarık dudak-damaklı çocuklar başka problemlere sahip olur mu?
Yarıklı çocukların çoğunda başka bir doğumsal defekt veya anomali saptanmaz. Hastaların çoğu zeka ve yetenek bakımından normaldir. Yarıklı çocuklarda orta kulakta sıvı koleksiyonu - seröz otitis media - riski fazladır. Tedavi edilmezse kulak infeksiyonlarına ve sonuçta işitme kaybına neden olabilir. Yarıklı çocukların çoğunda diş anormallikleri- eğri diş, eksik veya fazla diş gibi - görülebilir.
Yarık dudak ve damağın tedavisi nedir?
Yarıklı çocuklar uzmanlaşmış bir ekip çalışmasından fayda görebilir. Yarık takımı plastik cerrah, otolaringolojist, pediatrist, çene cerrahı, genetik uzmanı, diş hekimi, foniatrist, patolog, odyolog, hemşire ve psikolog dan oluşur. Bu takım en iyi bakımı vermek için hastanın kendi pediatristi ile birlikte çalışır. Bebek 6-10 haftalık olduğunda dudak yarığı ameliyat edilir. Bebeğin anesteziden zarar göremeyecek belli bir ağırlığa ulaşması (4.5 kg.) için bu süre beklenir. Damak yarığı ameliyatı ise, 6-18 aylık devrede yarık derecesine göre yapılır. Erken ameliyat edilen damakta ameliyat nedeni ile oluşan skar dokusu üst çene ve yüz gelişimini olumsuz etkileyebilir. Daha geç ameliyat edilirse bu defa çocuk yarık damak ile konuşmayı öğrenir ve damak onarıldıktan sonra konuşmanın düzelmesi zorlaşır.
Cerrahi onarım için kesin yaş çocuğun sağlığına, büyüklüğüne, ve cerrahın tercihine bağlıdır. Yarık damaklı bazı çocuklarda, daha iyi sonuç almak için, ikinci bir damak ameliyatı gerekebilir. Diş hattında yarık bulunan çocuklarda ameliyatta yarık hattına bir kemik parçası (greft) konması faydalı olabilir. Buna alveolar kemik grefti denir. Bu parça, kalıcı dişlerin daha iyi gelmesini sağlar. Bu ameliyat, kalıcı dişlerin gelişme hızın bakılarak 6-10 yaşları arasında yapılır.
Yarık dudaklı çocuklarda dudakta ameliyat sonrası kalan skarların (iz) düzeltilmesi için daha ileri yaşlarda ek ameliyat gerekebilir. On ila 20 yaş arasındaki çocuklarda nefes almayı veya görünümü düzeltmek için burun ameliyatı gerekebilir. Özellikle iki taraflı dudak yarığı olan çocuklarda kolumella adı verilen her iki burun deliğinin arasındaki kısım kısa ise uzatma ameliyatı okula başlamadan önce 6 yaş civarında yapılır. Dudak yarıklarında ayrıca ergenlik devresinden sonra 18 yaş civarında burun gelişimini tamamladıktan sonra burun ucundaki kıkırdak ve yumuşak doku şekil bozukluklarının (buna yarık-dudak burnu denir) düzeltilmesi ameliyatı yapılır. Bu ameliyatın kıkırdak yapıların daha iyi şekillendirilebildiği açık rinoplasti ile yapılması tercih edilir.
Günümüzde tıptaki ilerlemeler ile birlikte ameliyat ve tedavi teknikleri ilerlemiş hatta anne karnındayken bile müdahalelerin olduğu öğrenilmiştir. Genel olarak dudak ve damak yarıklarının tedavisinde iki ekol vardır. Birinci ekol ilk ameliyatı ilk on gün içinde yapmayı tercih ederken, ikinci ekol 3-4 aylıkken yapmayı tercih etmektedir. İki ekolünde uygulaması yaygındır. Buradaki karar doktor ve aile arasındadır. Bebeğin kan değerleri doğumun ilk günlerinde en yüksek değerlerindeyken günler geçtikçe kan değerleri düşmektedir. Ameliyatlar için kesin şartlardan biri kan değerlerinin 10��²un üzerinde olması gerektiğidir.
ÇOCUKLARDA KANSIZLIK
Çocuklarda kansızlık ( anemi ) nedenleri arasında, demir eksikliği başta gelir. Kanda oksijen taşıyıcı hemoglobinin yapımı için gerekli olan demir gıdalarla yeterince alınmamazsa, vücut tarafından emilemezse, kan kaybı olursa veya demir ihtiyacı artmışsa ‘ Demir Eksikliği Anemisi ‘ gelişir. Özellikle bebekler ve ergenlik dönemindeki kızlarda risk daha yüksektir.
Demir EksikliÄŸinin Nedeni Nedir?
Bebeklerde en sık neden anne sütünün yeterince verilmemesi, inek sütüne erken başlanması, ek gıdaya geçiş döneminde de bebeğin demirden zengin gıdaları ( kırmızı et, yumurta sarısı, tavuk, balık, kuru baklagiller, pekmez gibi ) yeterince alamamasıdır. Anne sütünün içerdiği demir vücut tarafından iyi emilmektedir. İlk 6 ay sadece anne sütü alan bebekler, 6 aydan sonra uygun ek gıdaların başlanması ve inek sütünün 1 yaşa kadar verilmemesiyle demir eksikliğinden korunacaklardır. Ayrıca, bitkisel gıdalardaki demirin çok iyi emilmediğinin, C vitaminin demir emilimini olumlu, çayın olumsuz etkilediğinin de göz önünde tutulması gereklidir. Bu nedenle, kahvaltıda yumurtanın yanında portakal suyu veya domates iyi bir seçim olacaktır. Toplumumuzda çoğumuzun tiryakisi olduğumuz çayın ise, bebek ve çocuklara içirilmemesi gerekmektedir.
Belirtiler Nelerdir?
Soluk renkte cilt
Halsizlik, huzursuzluk, iştahsızlık
Büyümede yavaşlama
Gelişim basamaklarında geri kalma
Çabuk yorulma
Toprak, kağıt yeme
Davranış bozuklukları
Sık enfeksiyon geçirme
Katılma nöbetleri
Dikkatini toplayamama
Öğrenme güçlüğü, okulda başarısızlık görülebilir.
Nasıl Anlaşılır?
Bebeğin anneden aldığı demir depolarının azalmaya başladığı 6-9 ay arası dönemde yapılacak bir kan testi ile tanı konur, uygun tedavi başlanır. Eğer, düşüklük görülmezse bebek koruyucu demir tedavisine alınır.
Nasıl Önlenir?
Anne gebelik süresince demirden zengin beslenmeli, doktorun önereceği demir takviyesini kullanmalı
Bebek ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeli
Mamayla besleniyorsa, verilen mamanın demir içeren bir mama olması sağlanmalı
İnek sütü 1 yaş dolmadan başlanmamalı
1 yaştan sonra da, günlük inek sütü tüketimi yarım litreyi aşmamalı (İnek sütünün fazlası hem tokluk hissi yaratarak demirden zengin gıdaların alınmasına engel olur, hem de barsaktan gizli kanamalara yol açarak demir eksikliğine yol açar
BEBEKLERDE DOĞUŞTAN KALÇA ÇIKIĞI
Genellikle, kalça tek taraflı olarak etkilenir. Hiç belirti vermeyebilir. Bebeğin bir bacağı daha kısa görünebilir, uyluktaki cilt kıvrımları asimetrik olabilir. Bebeğin bacaklarını rahatça yana açamadığı fark edilebilir. Bebeklikte anlaşılmamış vakalarda, yürümeye başladığında yalpalama, topallama, parmak ucunda yürüme görülebilir.
Sağlam bebek izleminde, doktorunuz kalça kontrollerini de yapacak, şüphelenirse kalça grafisi veya ultrasonu ile kesin tanıyı koyacaktır. Daha sonra bir ortopedi uzmanına gönderileceksiniz. Özel bazı cihazlar veya alçılar yardımıyla kalça eklemi istenen pozisyona getirilecek, normal gelişim sağlanacaktır. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, sonuç o kadar iyi ve tedavi o kadar kolay olacaktır. Geç kalınmış vakalarda, ameliyat gerekli olacaktır.
Bebekte tam gelişmemiş bir kalça eklemi mevcutsa, kalça çıkığına meydan vermemek için bebeği sıkıca sarıp kundaklamaktan, hareketini kısıtlayacak sıkı kıyafetler giydirmekten, küçük bez kullanmaktan kaçınmak gerekir.